FİRMALARIN PAZARLAMA STRATEJİLERİ VE TÜKETİCİLERİN SATINALMA DAVRANIŞLARI
Her konuda olduğu gibi günümüzde Tüketicilerin beklentileri giderek artmakta ,küçülen dünyamızda herşeyi daha kolay kıyaslayabilmektedir.
1985 –86 yılından 1999 yılına kadar giderek artan bir hacimde satış yapabilmemizin nedenini kısaca hatırlatmak gerekir ki çözümün nasıl olabileceğine ilişkin fikir yürütebilelim.,
-Devlet desteği,
-Ucuz işgücü
-Kur avantajları
-Doğal ürünlerin moda olması ( pamuk avantajı)
-AB ülkelerine yakın olmamız,
-Özellikle Almanya dan gelen sınırlı da olsa Know-how desteği
İşte tüm bu nedenlerden dolayı basit ve ucuz ürünleri fazla emek harcamadan bugüne kadar satabildik.
Şu anki durum nedir?
Tekstil piyasası buna hammaddeyi de dahil ediyorum bir çok alanda dünya piyasasına ayak uyduramamış fiatlarla rekabet edememiştir. Bircok ürünler daha ucuz fiata uzakdoğu ve benzeri ülkelerden alınmış böylece zaten zor durumdaolan kumaş ve iplik üreticileri ya küçülmüşler yada kapatmak zorunda kalmışlardır.Tabiki serbest ekonominin kuralları budur.Ama gelin görünki bugün 40% devalüasyon olan bir ülkede hemen tüm kumaş ve malzeme fiatları mark veya dolar a endekslenmiş olduğu için ihracat fiatlarını cazip hale daha önce olduğu gibi getirememiştir.
Artık herkes bu şekilde satış yapılarak para kazanılmayacağının bilincindedir.Ne yazıkki Nasreddin Hoca’nın dediği gibi testi kırıldıktan sonra çare arıyoruz.
Türkiye tekstil ve konfeksiyon ihractının Tüm dünya genelindeki pazar payı aşağıdaki gibidir:
|
KONFEKSİYON($) |
TEKSTİL($) |
AVRUPA TOPLAM |
5.007.602.832 |
1.573.469.914 |
ALMANYA |
2,5 milyar $ |
333 milyon $ |
HOLLANDA |
360 milyon $ |
72 milyon $ |
İNGİLTERE |
825 milyon $ |
276 milyon $ |
BELÇİKA |
203 milyon $ |
68 milyon $ |
FRANSA |
460 milyon $ |
176 milyon $ |
İTALYA |
163 milyon $ |
354 milyon $ |
AMERİKA |
1.2 milyar $ |
312 milyon $ |
ASYA ÜLKELERİ |
14 milyon $ |
98 milyon $ |
DİĞER AVRUPA ÜLKELERİ |
110 milyon $ |
36 milyon $ |
AFRİKA |
159 milyon $ |
156 milyon $ |
ESKİ DOĞU BLOKU ÜLKELERİ |
235 milyon $ |
382 milyon $ |
ORTADOĞU ÜLKELERİ |
189 milyon $ |
308 milyon $ |
SERBEST BÖLGELER |
81 milyon $ |
209 milyon $ |
TÜRKİ CUMHURİYETLERİ |
18 milyon $ |
42 milyon $ |
TOTAL |
7.1 miyar $ |
3.1 milyar $ |
|
|
|
En büyük pazar olan Almanya nın bu günkü durumu şöyledir:
Genel olarak ekonomideki maliyetlerin artması ve hayat şartlarının zorlaşması insanları ya daha seçici olmaya ya da tasarrufa yöneltmiştir.Ortalama olarak satılan ürün gruplarının fiatları bir katagori düşme göstermiştir.Buna rağmen kendi maliyetleri artmış tır.(KDV ve personel giderleri)
Bunu satış fiatlarına aynı oranda yansıtamadıkları içın daha ucuza alma veya diğer maliyetlerden kısma ( Taşıma ve depolama) yolunu aramaktadırlar.
Sadece tekstil sunsa firmalar Almanyada toplam cironun 54.3% ini yapmaktadırlar.
Toplam tekstil cirosu 116.6 milyar DM dir ve bunun 63.3 Milyarmarkını sadece tekstil sunan mağazalar yapmaktadır. C&A,P&C, H&M gibi
İkinci sırada kataloglar gelmektedir,ciroları16.6 milyar DM dir.Üçüncü sırada büyük alışveriş merkezleri gelmektedir .Bunların payı ise 12.8% dir.Diğer branşların ve de ağırlıkla gıda sektörü ile beraber yürütenlerin payı ıse 11.1% dir. Örnek:Aldı, Tchibo v.b
82,165 Mio kişi olan bu ülkede kişi başına yıllık tekstil harcaması 770. DM olarak hesaplanmıştır.
Tabela - Satış birimi tipine göre ciro dağılımı
Tüm bu rakkamların Branşlara göre açılımı ise şöyledir:
Tabela 3- Branşlara ve işletmelere göre textil ve konfeksiyon ciroları
Ağırlıklı parakende satış 1999
yapan mağazaların ortalaması Mrd.DM %
Erkek Giyimi 4,0 3,4
Bayan Giyimi 12,3 10,6
Çocuk Giyimi 0,8 0,7
Kürk 0,4 0,3
Konfeksiyon Toplamı 55,4 47,6
Halı, Perde, 4,1 3,5
Kumaş,El işi, Çamaşır 1,0 0,8
Textil Mağazaları Toplamı 63,3 54,3,
Mobilya sektörü 3,8 3,3
Spormalzemeleri 4,2 3,6
Katalog Firmaları 16,6 14,2
Diğer branşlar 13,0 11,1
Parakende satış 0,8 0,7
Piyasanın internasyonalleşmesi Almanyadaki Mağazalar grubunu yeni yollar aramaya itmiştir.Çünkü pazar pastasındaki paylarını paylaşmak zorunda kaldıkları markalar ortaya çıkmıştır.
Bu tablo kısa bir dönemi göstermesine rağmen aynı zamanda pazardaki uluslararasılığı çok iyi yansıtmaktadır.
Almanyada yapılan bir araştırmada halkın 80% modaya uygun alışveriş yapmak için belirli mağazaları seçtiğini göstermiştir. Bu seçimdeki faktörler şöyle sıralanmaktadır:
- Satıcılar işini iyi biliyor,
- Bizi tanıyor bedenimize uygun kıyafeti tavsiye ediyor,
- Kıyafeti deneyip görebiliyoruz,
- Satıcılarla hobilerimiz hakkında konuşabiliyoruz,
- Bize önemli olduğumuzu hissettiriyorlar,
- Ürünün kalitesi hakkında bilgi alabiliyoruz,
- Her zaman aldığımız fiat çizgisini aşmıyor,
Moda ve markadan sonzamanarda çok söz ediyor ve bekliyoruz.Ama araştırmalar göstermektedir ki moda konusunda markalar zorlanmaktadır.Çok değişken olduğu icin modayı takipten yorulan markalar bugünden yarına pazardaki paylarını kaybedebilmektedir.İstediğiniz kadar ünlü etiketinizi göze çarpacak şekilde dikin önemli olan uzun vadede kalıcı olabilmek için dinamik olmaktır.
- Ürün kumaşı iyi olmalıdır,
- Kalıp iyi oturmalıdır,
- Modaya uygun olmalıdır
- Fiatı uygun olmalıdır
Kısacası insanlar modayı takip etmelerini istemekle beraber sevdikleri mağazalardan alışveriş yapmayı yeğ tutmaktadırlar.Yani kişisel kontak başarının anahtarıdır.Çünkü kişi kendini önemli hissetmektir.Küreselleşen dünyada yalnızlaşan insan için bunun ayrı bir önemi vardır.
İkinci gruba katalogları koymuştuk.Katalog alıcıları icinde aynı şey geçerlidir hemen hemen.
- İstediği ürünü sipariş edebilir,
- Denedikten sonra geri verebilir,
- Kalite konusunda kendini emin hisseder,
- Fiatları uygundur,
Yani kral son alıcıdır. |
Son Alıcının İsteklerini topluca tekrarlarsak üç noktada birleştiğini görürüz:
- Modaya uygunluk,
- Kaliteli ürün, rahat giyim
- Fiatı uygun
Bunları yerine getirebilmek için yapılması gerekenler nelerdir?
- Hammadde kaynakları belirlenmeli ve daha verimli hale getirilmeli, özellikli ürünler desteklenmelidir.
- Tekstil alt yapısına ve yan sanayisine önem verilmelidir, her türlü üretim biriminin değişken ve az miktarda ürün üretecek teknoloji ile donatılması ve bunun insan faktörü ile beslenmesi gereklidir. Yenilikleri takip etmeli kendisi de yeni şeyler yaratabilmeli,
- Konfeksiyon Firmaları kendilerini dinamik yapılanmaya alıştırmalı AR_GE destekli her türlü yeniliği takip edici hatta kendisi yenilik sunucu konuma gelmeyi amaç edinmelidir.
- Kazanmanın günümüzdeki ana şartı ilk olmaktır. İlk bulan diğerlerinden farklı olan daima pastadan en büyük payı kapar.Bunu başardığımızda kopyacılıkla zaman kaybetme oranımız azalır, toplamda kazancımız artar.
- Başkaları da aynı şeyi üretmeye başladığında sizler veya bizler yeni ürün arama peşinde olmalıyız.
En yüksek alıcı tatmini,en düşük maliyetle üretmek, gelişmeleri sürekli takip ederek en iyi kalitedeki ürünü ,günün modasını tüm birimlerin katılımı ile gerçekleştirmektir.
Anında (Just-in-Time) olarak adlandırılan sisteme uygun mutlakaki hammaddedan satışa kadar her birimde çalışma yapılmalıdır.Bunun için:
- Ekip çalışması,
- İnsana önem,
- Katılımcı idare,
- Sürekli iyileştirme,
- Yenilik,
- Eğitim,
- Esnek Üretim,
- Küçük adetlerde üretim,
- En az ( sıfır) arıza,
- En az ( sıfır) ikinci kalite,
- Uzun vadeli planlama,
- İnsan gücü gereklidir.
Satışta devamlılık sağlanmalıdır ki üretimden verim alınabilinsin. Bunun için hiçbir firma alım garantisi vermediğine göre pazarda çeşitlilik ve alıcıya verdiğimiz üretim kalitesi ile devamlılığı sağlayabiliriz.
Son bir konuya çağımızın vazgeçilmezlerine aday bir gelişmeyle konuşmamı bitirmek istiyorum. INTERNET
İnternet Alıcılar ve Üreticilerle Business-to-busines dalında ne tür olanaklar sağlamaktadır? Burada kuşkusuz ki büyük şanslar doğabilir. Yatay organizasyonun büyük firmalara ( Zara, GAP gibi) son teknolojinin kullanımı ile büyük faydaları vardır.Bu teknoloji olmadan bu büyüklükteki firmaların ürün akışını takip ve kontrol etmesi ve piyasanın gerektirdiği hızı sağlaması olanaksızdır.Internet en küçük mağazadan merkeze ve üreticiden nakliyeciye kadar bilgi dağılımını en hızlı anında ve ucuz yapma olanağını vermektedir.Bu teknoloji mutlaka kullanılmalıdır çünkü rakipler kullanmakta ve faydasını görmektedir. Amerikalıların dediği gibi It’s E- business or no business.
Nebahat Kılıç