|
|
|
|
GİRİŞ |
|
|
|
YÖNTEM |
|
|
|
SONUÇLAR |
|
|
|
KANAAT |
|
|
|
|
Pamuk Türkiye tarım ve sanayisi için önemli bir üründür. |
|
Bitkisel üretimde maliyetler artmakta, ürün satış fiyatları göreceli olarak düşmektedir. |
|
Üretimde verim, verimlilik ve karlılık ile küresel rekabet önem arzetmektedir. |
|
Ülkesel ve bölgesel lif verim trendleri ve üretim risklerinin incelenmesi yararlı olacaktır. |
|
|
|
|
|
|
Türkiye pamuk lif verimleri (1932-2000) |
|
Bölge pamuk lif verimleri (Antalya, Ege, Çukurova, GD Anadolu) verimler (1962-2000) |
|
Trend dönemlerini belirleme (Hareketli ortalama ve görsel değerlendirme yardımıyla) |
|
Türkiye verimleri (1932-2000), beş dönem halinde: (1932-58), (1956-64), (1962-74), (1971-85), (1982-2000). |
|
Bölge verimleri (1962-2000) üç dönem olarak: (1962-74), (1971-85), (1982-2000). |
|
Trend analizi (doğrusal regrasyon). |
|
Değişim katsayısı (CV). |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
1950’li yıllar ile başladı |
|
1960, yaklaşık % 50 sulanabilir alan |
|
1980, yaklaşık % 85 sulanabilir alan |
|
2000, yaklaşık % 95 sulanabilir alan |
|
|
|
1960-2000 döneminde lif verimi üzerine en önemli katkının sulama ile sağlanmış olduğu söylenebilir. |
|
|
|
|
1950’li yıllar ile başladı |
|
|
|
1960’dan sonra hızlandı |
|
|
|
1980’li yıllardan sonra ise suni gübre kullanımı tamamen yaygınlaşarak optimum seviyelere ulaştı. |
|
|
|
|
|
|
Özellikle 1960’lı yıllardan sonra pamuk zararlılarına karşı kimyasal mücadele yöntemleri kullanılması yaygınlaştı. |
|
|
|
1980’li yıllardan sonra kullanılan pestisitlerin daha etkili olduğu söylenebilir. |
|
|
|
|
1954 >> Akala |
|
1962 >> Deltapine15/21 |
|
1965 >> Coker 100A/2 (61-179) |
|
1968 >> Carolina Queen |
|
1975 >> Nazilli 66-100 |
|
1980 >> Sayar 318 |
|
1982 >> Çukurova 1518 |
|
1984 >> Nazilli 84 |
|
1987 >> Nazilli 87 |
|
1992 >> Erşan 92, Maraş 92 |
|
1990- 1995 >> Şirket çeşitleri ve Delinte Tohumluk Kullanımı |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Türkiye pamuk lif verimleri 1932-2000 döneminde yaklaşık 6 kat artmıştır. |
|
Benzer verim artışları her dört bölge için geçerlidir. |
|
Verim artışlarında başta sulama, gübreleme, pestisit kullanımı, yeni ve üstün bitki çeşitleri ile mekanizasyon seviyesi ve genel bitki yetiştirme bilgisinin artışı önemli rol oynamıştır. |
|
Verim artışları belirli bölgelerde ve dönemlerde daha hızlı, belirli bölge ve dönemlerde ise daha yavaş olmuştur. |
|
|
|
|
|
|
En düşük verim artışları, 1932-1958 ve 1971-1985 dönemlerinde görülmüştür. |
|
|
|
1971-1985 dönemi verim artışı duraksamasında, hastalık ve zararlı baskısı ve o zamanki kimyasallar ile bunların yeterince kontrol edilememesi önemli olmuştur. |
|
|
|
En yüksek verim artışları sırasıyla 1962-1974, 1956-1964 ve 1982-2000 yılları arasında gerçekleşmiştir. |
|
|
|
|
|
|
1960’lı yılların başlarında bölgeler arasında önemli verim farklılıkları söz konusu iken, özellikle 1985’ten sonra bu farklar süratle azalmaya başlamış ve bölge verimleri birbirlerine hayli yakınlaşmıştır. |
|
|
|
1982-2000 dönemindeki verim artışlarında yüksek verimli, solgunluk hastalığına toleranslı, yüksek lif randımanlı çeşitlerin ve yeni böcek öldürücülerinin (pretroidler) kullanılması etkili olmuştur. |
|
|
|
|
Türkiye pamuk lif verimi riski 1932-2000 sürecinde önemli ölçüde azalarak yaklaşık % 14’ten % 6’ya kadar düşmüştür. |
|
|
|
Bu durum pamuk üretiminin giderek daha kontrollü şartlar altında yapıldığını, artan verim seviyelerine rağmen verim istikrarının sağlandığını göstermektedir. |
|
|
|
|
Verim riski en düşük ve verim istikrarı en yüksek olan bölge Ege Bölgesidir. |
|
|
|
Bu açıdan en az istikrarlı ve en çok risk taşıyan bölge Güneydoğu Anadolu bölgesi olmakla birlikte bu bölgede de verim istikrarı giderek artma eğilimi göstermektedir. |
|
|
|
|
|
|
Pamuk verim artışlarında modern yetiştirme tekniklerine ilave olarak, mekanik ve kimyasal teknolojiler ile yeni bitki çeşitleri ve kaliteli tohumluk kullanımının da katkısı büyük olmuştur. |
|