Yayın Adı

FARK ÖDEME  SISTEMININ EKONOMIK ANALIZI

Yazarlar E. H. Çakmak - H. Kasnakoğlu - T. Yıldırım
Yayın Tarihi 1998
Yayın No  

Etkin ve başarılı tarım politikaları amaç, kısıt ve araçların doğru tanımlanması ile geliştirilebilir. Aynı şekilde, var olan politikalar, ancak amaçları, kısıtları ve araçları ışığında değerlendirilebilirler. Tarım politikalarının genel iktisadi politikaların etkilerini de içeren bir şekilde sistematik olarak incelenmesi ve tartışılması gerekmektedir.  

Tüm ülkelerde olduğu gibi, Türkiye’de de zamanla oluşan politika araçları ağının hangi amaca ne kadar hizmet ettiğini belirlemek çok zordur. Genel olarak bakacak olursak tarım sektörünü destekleme düzeyi son on yılda dalgalanmalar göstermektedir. OECD ortalamasının altında seyreden destekleme oranı son yıllarda %30’ların üstüne çıkmıştır. Tarıma verilen desteğin %75’ine yakınını piyasa fiyat desteği oluşturmaktadır. Piyasa fiyat desteğinin hemen hemen hepsi tüketicilerden transferler olarak gerçekleşmektedir. Tüketiciler yüksek fiyatlarla vergilendirilerek üreticilere gelir transferi yapılmaktadır.  Bu çalışmanın konusu olan fark ödeme sistemine geçildiğinde üreticilere yapılan desteğin yükü tüketicilerden vergi mükelleflerine transfer edilmiş olacaktır. 

Tarım destekleme politikaları basit kısmi denge analiz modelleriyle incelenebilir. Birden fazla aracın ve malın olduğu durumda analiz karmaşık hale gelebilir. Yapılan varsayımların etki düzeyleri dikkate alındığında bu tür araçlar düzenli bir tartışma ortamı yaratırlar. 

Üretici fiyatı destekleme politikasının araçlarından biri olan fark ödeme sistemi bu tür kısmi denge modeli kullanılarak incelenmektedir. Aynı model kullanılarak destekleme alımının fark ödeme sistemiyle bütçeye maliyet, üretim, tüketim ve toplumsal etkileri açısından karşılaştırmalı analizini yapmak mümkündür. Grafiklerle gösterilebilen kuramsal analize göre destekleme alımından fark ödeme sistemine geçildiğinde, veri üretici desteğinin bütçeye olan yükü artacaktır. Bu sonuç arz ve talebin esnekliklerine bağlı olarak değişebilir. Ancak tarım malları için makul sayılabilecek esnekliklerde bu sonuç kaçınılmazdır. Talep esnekliğinin sabit kaldığını varsayarsak, artan arz esneklikleri bütçeye maliyet artışını beraberinde getirmektedir.  Tüketiciler bu araç değişikliğinden en karlı çıkan kesimdir. Daha düşük harcama ile daha fazla mal alabilme olanağına erişebilmektedirler.  

1996 yılı için buğday, ayçiçeği ve pamuk için yapılan kantitatif analizlerin sonuçları aynı yöndedir. Arz esnekliği arttıkça net toplumsal getiri açısından fark ödeme sistemi tercih edilir alternatif olarak görünmektedir. Bütçeye maliyet açısından tam tersi söz konusudur. Duyarlılık analizleri dünya fiyatı arttığı zaman fark ödemesi sisteminin maliyetinin makul düzeylerde seyredebileceğini, fakat dünya fiyatı düştüğünde maliyetin çok yüksek olabileceğini işaret etmektedir. 

Fark ödeme sistemi ABD’de uzun yıllardan beri uygulanmaktadır. Fark ödemesinden yararlanmak için üreticinin işlenebilir toprağının bir kısmını nadasa bırakması gerekmektedir. 1996 yılında çıkarılan Tarımı Geliştirme ve Reformu Federal (FAIR) Yasası ile hedef fiyatı düşürülmüş ve ödemelere kısıtlar getirilmiştir. 

GATT müzakerelerini bahane ederek, AB, prelevman eşik fiyatı gibi uygulamalardan, fark ödeme sistemine benzer bir sisteme geçmiştir. Yazında AB’nin yeni sistemi “işlenebilir alan ödemesi” olarak adlandırılmaktadır. Müdahale fiyatları reform sonrası üç yılda büyük oranda düşürülmüş ve yeni sistemin maliyetinin makul düzeyde tutulması sağlanmıştır. 

Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) Tarım Anlaşmasına göre, verim ve üretimden tamamen bağımsız dolaysız transferler serbesttir ve indirim taahüdü gerektirmez. Fark ödeme sisteminde üreticiye doğrudan ödeme yapılmaktadır. Ancak verim ve üretimden tamamen bağımsız değildir. ABD ve AB’nin anlaşması sonucu, fark ödemeleri mavi kutu araçları olarak tanımlanmıştır. İçinde bulunduğumuz uygulama dönemi olan 2004 yılına kadar fark ödemelerinde indirim gerekmemektedir. 1999 yılında başlayacak yeni müzakerelerde fark ödeme sisteminin sorgulanma olasılığı çok yüksektir.  

Politikaların inandırıcı olması için uygulamada istikrar gereklidir. Destekleme sisteminde köklü değişikliğe neden olacak fark ödeme sistemine geçişte dikkatli olunmasında yarar vardır. Dünya fiyatlarının pazarlama mevsimi içinde yükselme eğilimi göstermediği durumda fark ödemenin bütçeye yükü destekleme alımınının yükünden hayli yüksek olabilir. Eğer fark ödeme sistemine geçilecekse iki alternatif tartışmaya açılabilir. Birincisi fark ödemenin üretici gelirini desteklemede daha etkin olduğu düşünülerek fiyat destek farkı azaltılabilmesidir. İkinci alternatif ise üreticiye desteği ikili bir yapıda sağlamaktır. Sınır müdahale araçları kullanılarak iç piyasa fiyatının dünya fiyatının üstünde oluşması sağlanır. Desteğin geri kalan kısmı fark ödemeleri ile telafi edilir. Böylece üreticiye desteğin yükü tüketici ve vergi verenler tarafından paylaşılmış olur ve bütçeye doğrudan yükü hafifletilir.

Yayının tamamını alabilmek için lütfen bizimle irtibata geçiniz